AMİNO ASİT NEDİR?

İnsan vücudu diğer tüm canlılarda olduğu gibi hücrelerden oluşmuştur. Bu hücrelerin de temel yapı taşı proteinlerdir. Hücre sitoplazmasında bulunan proteinler;..

İnsan vücudu diğer tüm canlılarda olduğu gibi hücrelerden oluşmuştur. Bu hücrelerin de temel yapı taşı proteinlerdir.

Hücre sitoplazmasında bulunan proteinler; insanların büyüme, gelişme, yaraların iyileşmesi, vücuttaki kasların oluşmasını, besin maddelerinin sindirimini, hastalıklara karşı korunmasını, zeka gelişimini ve insanlar için hayati önem taşıyan vücuttaki azot dengesini sağlar. Vücudun en önemli işlevleri olan bu işlevler proteinler sayesinde görülmektedir. Proteinler ise aminoasitlerden oluşmaktadır.

İnsan vücudunun yaklaşık %20’si aminoasitlerden oluşmaktadır. Aminoasitler özellikle kas ve iskelet dokusunun oluşmasında etkili oldukları için günümüzde neredeyse tüm sporcular tarafından gıda takviyesi olarak kullanılmaktadır. Aminoasitler ilk kez Fransa’da yapılan bir araştırma sonucunda kuşkonmaz bitkisinde bulunmuştur.

Bu araştırma ile bulunan ilk aminoasit 20 çeşit temel aminoasitten biri olan Asparajin aminoasididir. Daha sonraki yıllarda da diğer aminoasitler bulunmuştur. Son olarak da 1938 yılında Threonin aminoasidi bulunmuştur.

Aminoasitler sayesinde insan vücudunun devamı için gerekli olan tüm metabolizma faaliyetleri görülmektedir. Ayrıca aminoasitler birleşerek proteinleri oluşturur ve proteinler de vücudun en önemli yapı taşıdır.

Aminoasitlerin birleşmesiyle sentezlenen proteinler ile canlıların kas ve deri gibi dokuları ile hormon ve enzim gibi salgılar meydana gelir. Ayrıca aminoasitler hücre yenilenmesini sağlar. Aminoasitlerin bir diğer faydası ise ruh sağlığını düzenlemeleridir.

Şu ana kadar keşfedilmiş 20 tane doğal amino asit bulunmaktadır. Bunların bir kısmını vücut kendisi üretirken bir kısmını da dışarıdan gıdalar sayesinde takviye eder. Bilim camiası aminoasitleri iki ana grupta sınıflandırmaktadır. Bunlar:

 Eksojen (Esansiyel) Amino Asitler

Arginin
Histidin
İzolösin
Lösin
Lizin
Metiyonin
Fenilalanin
Treonin
Tryphtophan
Valin

Endojen (Esansiyel olmayan) Amino Asitler

Alanin
Asparagin
Aspartat
Sistein
Glutamat
Glutamin
Glisin
Prolin
Serin
Tirozin
Bu sınıflandırmanın yapılmasındaki temel amaç insan vücudunun bazı aminoasitleri üretebilirken bazısını dışardan takviye yoluyla almasıdır.

AMİNOASİT İÇEREN BESİNLER NELERDİR?

Aminoasitler, proteinlerin yapı taşı olduğundan protein içeren hayvansal gıdalar ve çeşitli sebzelerden aminoasit ihtiyacı karşılanabilmektedir.

Aminoasit içeren hayvansal gıdalar;

Kırmızı et, balık, tavuk, yumurta, süt, peynir yoğurt gibi hayvansal gıdalar insan vücudunun ihtiyacı olan tüm aminoasitleri içerirler. Hayvansal gıdalardan aminoasit ihtiyacının tamamı karşılanabilir. Ancak hayvansal gıdalar lif içermezler. Doymuş yağ ve kolesterol açısından da zengindirler. Bu yüzden hayvansal gıdaları tüketilirken dikkat edilmelidir. Çok fazla hayvansal gıda tüketmek kalp, tansiyon, kolesterol, bağırsak hastalıkları gibi birçok hastalığa neden olabilir.

Aminoasit içeren bitkisel gıdalar;

Sebze ve meyveler, hayvansal gıdalara oranla oldukça az miktarda aminoasit içerirler. Ancak kuru fasulye, nohut, mercimek, soya fasulyesi gibi bakliyatlar ile kabuklu kuruyemişler, tahıllar ve tohumlar bitkisel protein içerirler. Bu sebeple vejetaryenlerin hayvansal gıdaları tüketmedikleri için vücut gerekli aminoasit alımını yapamama durumu karşısında dikkatli olmaları gerekmektedir.

AMİNOASİT EKSİKLİĞİNDE MEYDANA GELEBİLECEK BELİRTİLER NELERDİR?

İnsan vücudu gerekli aminoasitleri alamadığı zaman kişi bunun sonucunda farklı hastalıklara maruz kalabilir.

Aminoasit eksikliğinde meydana gelebilecek belirtileri şu şekilde maddeleyebiliriz:

Kas kaybına bağlı olarak meydana gelecek aşırı kilo kaybı. Ayrıca da kas kütlesinin azalması sonucunda yorgunluk ve halsizlik,
Tırnakların yapısı da aminoasitler oluşturduğundan aminoasit eksikliğinde tırnak kırılmaları meydana gelebilmekte,
Kasların zayıflaması sonucunda yürümek ve koşmak gibi günlük aktivitelerin bile çok aşırı yorgunluk vermesi,
Saçların da yapısını aminoasitler oluşturduğundan meydana gelen aminoasit eksikliğinde saç dökülmesi gibi belirtiler,
Aminoasitlerin en temel görevlerinden olan deri onarımı da aminoasit eksikliğinde yeterli olarak yerine getirilemez ve buna bağlı olarak deride kızarıklıklar ve deri döküntüleri meydana gelebilir,
Uyku sorunları ve uykusuzluğa bağlı diğer hastalıklar,
Aminoasitlerin en önemli görevlerinden olan ruh sağlığını düzenleme görevinde aksama meydana gelebilir ve kişi buna bağlı olarak ruhsal dengesizlikler içine girebilir,
Yaraların iyileşmesinde gecikme, aminoasit eksikliğinde meydana gelen belli başlı belirtilerdir.

AMİNOASİT EKSİKLİĞİNE SEBEP OLAN DURUMLAR NELERDİR?

Vücudun temel ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için gerekli olan aminoasitlerin eksikliğinin belli başlı sebepleri vardır. Bunlar:

En önemli sebebi dengesiz beslenmedir. Vejetaryen bireylerde sık görülmesinin sebebi de budur. Çünkü canlı vücudu gerekli aminoasitleri ancak hayvansal gıdalardan temin edebilir.

Bir beslenme uzmanına ya da diyetisyene başvurulmadan uygulanan diyetler de aminoasit eksikliğine sebep olmaktadır. Çünkü bu tarz diyetlerin çoğunda kişi alması gereken gıdaları almaz ve buna bağlı olarak da aminoasit eksiklikleri meydana gelir.
Vücudun giderek yaşlanması sonucu gerekli aminoasitlerin üretimi yavaşlar ve kişi bu sebeple de aminoasit eksikliği çekebilir.
Sindirim sisteminden kaynaklı bozukluklar sebebiyle kişi her ne kadar düzenli ve dengeli beslense de aminoasit eksikliği meydana gelebilmektedir.

VÜCUTTA AMİNOASİTLERİN KULLANILDIĞI YERLER NELERDİR?

Öncelikle aminoasitlerin canlı yaşamının oluşması ve davamı için en önemli madde olduğunu söylemek gerekir. Yani aminoasitler olmadan canlı yaşamından söz etmek neredeyse imkansızdır. Bunun dışında aminoasitler vücutta;

Aminoasitlerin en önemli görevlerinden biri hücre yenilenmesini gerçekleştirerek yaşamın devam etmesini sağlamasıdır. Gerekli aminoasitlerin alımı yaşlanmayı ve yaşlanma etkilerini geciktirir.
Tırnak ve saçların oluşumunda aminoasitler çok büyük rol oynamaktadır.
Beyin fonksiyonlarının düzgün çalışmasında da aminoasitler görevlidir.
Aminoasitler ruh sağlığını dengeler.
Kişinin yaşamı için ihtiyaç duyduğu enerji de aminoasitlerden temin edilir.
Kas dokusunun oluşmasında aminoasitlerin çok önemli bir görevi vardır.
Dikkat eksikliği, hiperaktivite, demans, Alzheimer, Parkinson gibi beyinsel hastalıkların tedavisinde de aminoasitler kullanılıyor. Ancak aminoasit takviyeleri hastalığın kontrol altında tutulmasına yardımcı olmaktadır.
Cinsel hastalıklardan olan sertleşme ve erken boşalma gibi sorunlarda da aminoasitler yaygın olarak kullanılmaktadır.
Bunların yanı sıra aminoasitler pek çok hastalığın da tedavisinde kullanılmaktadır.
Aminoasitlerin en yaygın kullanım alanı ise spordur. Aminoasitlerin kas dokusunu oluşturduğu ve koruduğu bilinmektedir. Bu sebeple kas kütlelerini arttırmak ya da mevcut kas kütlesini korumak isteyen sporcular sık sık aminoasit takviyelerine başvurmaktadırlar. Özellikle de vücut geliştirme sporu ile uğraşan kişiler için aminoasit takviyeleri kesinlikle vazgeçilmez bir durumda bulunmaktadır.

AMİNOASİT TAKVİYELERİ NELERDİR? AMİNOASİT TAKVİYELERİNİ NE KADAR VE NASIL KULLANMALIYIM?

Özellikle sporcuların kullandığı aminoasitleri toz, tablet ve sıvı şekillerde bulmak mümkün. Kişi bu yollardan istediği birini seçip aminoasit takviyesi alabilir. Ancak piyasada bulunan bu tarz ürünler kullanılmadan önce çok dikkat edilmeli ve kullanmadan önce mutlaka bir doktor veya beslenme uzmanından görüş alınmalıdır. Danışılan beslenme uzmanı bu gibi gıda takviyesi niteliğindeki ürünleri nasıl ve ne kadar kullanacağınızı size söyleyecektir.

AMİNOASİT TAKVİYESİNİN ZARARLARI VE YAN ETKİLERİ NELERDİR?

Aminoasitler canlı vücudunun yapı taşı olduğundan doğal maddelerdir ve yan etkileri neredeyse yok denecek kadar azdır. Ancak zaman zaman kişiler çarpıntı, mide bulantısı ve cinsel istekte artma gibi yan etkiler göstermektedir. Aminoasitler her ne kadar doğal olsa da her şeyde olduğu gibi bunun da çoğu zarar.

Bu sebeple aminoasit takviyesi kullanan ve kullanacak kişilerin kullanım süresine ve dozaja dikkat etmeleri gerekmektedir. Bilinçsizce kullanılan aminoasit takviyeleri uzun vadede karaciğer veya kas yağlanması gibi ciddi sorunlara yol açabilmektedir. Piyasada anlatılan her ürüne rağbet etmeyin ve beslenme uzmanının görüşünü almadan aminoasit takviyesi kullanmayın. Belki kısa vadede zararlı bir etkisini görmeseniz de uzun vadede ölüme bile yol açabilmektedir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Hızlı yorum için giriş yapın.


Giriş Yap