Yargı Bağımsızlığı ile İlgili Sözler

Yargı Bağımsızlığı ile İlgili Sözler Demokratik ve özgür bir yer olan ülkemizde, yargı, hukuki adalet gibi kavramların önemi kesinlikle yadsınamaz durumdadır. Her durumda ihtiyaç duyulabilecek ve kişilerin hayatını idame ettirebilmesi için hayatın önemli bir noktasında duran bu kavramlar dünyanın çok daha yaşanılabilir bir hal alması için son derece önem taşımaktadır.

Yargı genel çerçeve içinden bakıldığında, her zaman tarafsız, adaletli ve gerçekçi olmalıdır. Yargı kavramının olmadığı hiçbir alanda adaletten söz etmek mümkün değildir. Hatalı durumlar halinde verilecek doğru ve caydırıcı cezalar, insanlar üzerinde büyük caydırıcı bir etki yaratmaktadır. Bu nedenle yargı makamı her zaman adaletli olmalı ve yargı bağımsızlığı ile ilgili sözler kullanarak tarafsızlığını vurgulamalıdır.

Yargı bağımsızlığı ile ilgili güzel sözler, kişilerin her zaman karşısına çıkabilecek niteliktedir. Her halde bağımsız, tarafsız ve adaletli olan yargı terazisi kesinlikle şaşmamakta ve her zaman haklının yanında yer almaktadır. Adaletin sapma gösterdiği ve haklıya hakkının verilmediği hallerde yargı bağımsızlığından bahsetmek mümkün değildir.

Yargı Bağımsızlığı ile İlgili Sözler
Yargı Bağımsızlığı ile İlgili Sözler

İşte Editörün Seçimi Yargı Bağımsızlığı ile İlgili Sözler

  1. “Yargı bağımsızlığı, hukukun temel taşıdır ve adalete olan güvenin anahtarıdır.”
  2. “Yargı bağımsızlığı, halkın ve bireylerin haklarını korumak için hayati öneme sahiptir.”
  3. “Adil bir toplum, yargı bağımsızlığına dayanır.”
  4. “Yargı bağımsızlığı, hukuka saygıyı güçlendirir ve demokrasinin temelini oluşturur.”
  5. “Yargı bağımsızlığı, hukuk devletinin teminatıdır ve herkesin eşit şekilde önünde durur.”
  6. “Yargı bağımsızlığı, devletin diğer kollarından ayrılarak denge ve denetim mekanizmalarını güçlendirir.”
  7. “Yargı bağımsızlığı, adaletin tecellisine olan inancı artırır.”
  8. “Yargı bağımsızlığı, hukukun kişi ve kurumlar üzerinde eşit şekilde işlemesini sağlar.”
  9. “Yargı bağımsızlığı, yargıçların tarafsız ve özgürce karar vermesini sağlar.”
  10. “Yargı bağımsızlığı, her bireyin adalet önünde eşit ve adil bir şekilde temsil edilmesini garanti eder.”

Yargı bağımsızlığı, demokratik bir toplumun vazgeçilmez öğelerinden biridir. Bağımsız yargı sistemi, hukukun üstünlüğünü koruyarak insan haklarını ve özgürlükleri güvence altına alır. Adil ve tarafsız yargı sistemi, haksızlıkların önüne geçer, toplumda güven ve istikrarı sağlar ve demokrasinin sağlam temeller üzerine oturmasını destekler. Bu nedenle yargı bağımsızlığı, bir ülkenin hukuk devleti olma ve insan haklarına saygı gösterme sürecinde kritik bir rol oynar.

Yargı Bağımsızlığı ile İlgili Sözler

  • Bağımsız yargı yoksa hukuktan söz edilemez.
  • Hukuk, yangında kurtarılacak ilk gereçtir.
  • Çirkinlik diye bir şey varsa, o da, gözlerinizdeki önyargılı ölçeklerdir. Halil Cibran
  • Yargının bağımsız olması hukuk devletinin değişmez ilkesidir.
  • Yalnızca ülkemizde değil tüm dünyada yargının bağımsızlığı insanlık geleceği adına çok önemlidir.
  • Yargı yetkisi ulus adına usulü ve yasası çerçevesinde bağımsız mahkemelerce kullanılır.
  • Yasalara dayanan yargılamadan daha büyük bir yargılama vardır ki, o da her insanın kendi vicdanıdır.
  • Yargı içerisinde mahkemelerin tam bağımsızlığı anayasa içerisinde güvence altına alınmalıdır.
  • Yargı yetkisi, ulus adına, usulü ve yasası çerçeve­sinde bağımsız mahkemelerce kullanılır. Mustafa Kemal

Bir yargıç iyi niyetle dinlemeli, akıllıca karşılık vermeli sağlıklı düşünmeli tarafsızca karar vermelidir.

Yargı yetkisi, milletlerin bağımsızlıklarının birinci şartıdır. Yargı yetkisi bağımsız olmayan bir milletin devlet oluşu kabul edilemez.

Özel bilgi değil, bağımsız düşünce ve yargı kabiliyetinin gelişmesi en önemli yere yerleştirilmelidir. Albert Einstein

Nasıl ki muhalefetin olmadığı ya da yasaklandığı bir yönetim demokratik sayılmazsa yargı erkinin tam bağımsız olarak yer almadığı bir toplumda da adaletten bahsedilemezdi.

Demokrasi, insan hakları, bağımsız yargı, siyasal hoşgörü gibi temellere de dayanmayan bir ülke uygar ülkeler arasında yer alamıyor. Mahfi Eğilmez

Gerçek bir cumhuriyet birbirinden bağımsız, ayrı güçlerin, yani, Yasama Gücü’nün, Yürütme Gücü’nün ve Yargı Gücü’nün karşılıklı olarak birbirlerini denetlemesi ve dengelemesi sayesinde ayakta durabilir. Ömür Uzel

Adalet, herhangi bir güç sahibinden, zenginden, iktidar veya muhalefetten taraf olamaz. Bunun için hâkimler bağımsız, tarafsız, bilgili, güvenilir, korkusuz ve özgür olmalıdır.

Kendimiz ve tüm insanlık için daima adaletin peşinde koşmalıyız. Çünkü bugün, yakın coğrafyamız başta olmak üzere, dünyanın pek çok yerinde zulüm altında inleyen insanların feryatları âdeta arşı inletiyor. Recep Tayyip Erdoğan

Zulüm ve haksızlık ile adaletsizlik eş anlamlıdır. Şayet insan adalet yerine zulüm yolunu seçiyorsa, bunu kendi iradesiyle yapıyor demektir. Dolayısıyla, bu iradeyi kontrol altında tutacak zihni ve fiili bir düzene ihtiyaç vardır.

Bağımsız ve eleştirel düşünce yani yargı yeteneği gelişmeden önce çocuklara verilecek her türlü dini eğitim türü ne olursa olsun toplumun zararınadır çünkü çocuğun bireysel muhakeme ve değerlen dirme yeteneğinin gelişmesine zarar verir. Böyle bir eğitim bireyler değil, robotlar( kullar ) toplumu üretir.

Büyük ve fazilet sahibi bir zat şöyle der Peygamber Efendimiz’in zamanından sonra yalnız yargı değil, yasama da yürütmeden ayrıldı. Bunun da ötesinde, yasama çalışmaları büyük ölçüde bağımsız hale getirilerek, resmi sıfatı olmayan alimlerin özel çalışmaları haline geldi.

Bağımsız mahkemeler hiçbir organ makam merci veya kişi tarafından yargı yetkisi kullanırken kendi lerine emir ve talimat verilmeyen genelge gönderilemeyen tavsiye ve telkinde bulunulamayan kararları yasama ve yürütme organlarını bağlayan kararları bu organlarca hiçbir surette değiştir ilemeyen ve yerine getirilmesi geciktirilemeyen görevlerinde bağımsız ve teminatlı hakimlerden meydana gelen kuruluşlardır.

Yeni Türkiye kavramının doğru anlamı, ancak liberal demokrasi, evrensel anlamda hukuk devleti, açık piyasa ekonomisi olabilir. Bütün bunların temelinde, herkesin güvenebileceği bağımsız ve tarafsız yargı vardır. Buna sahip çıkmak ve bunu gerçekleştirmek önce hâkimlerle savcıların, sonra da hukuka saygı duyan herkesin şeref borcudur.

Montesquieu daha 18. yüzyılda despotik yönetimlere karşı çıkarken, ideal bir hükümetin mutlaka bir dengeye, yani birbirini denetleyen bağımsız güçlere dayanması gerektiğini öne sürüyordu. Yürütme, yargı ve yasama mutlaka birbirinden ayrılmalıydı. Bu üç gücün tek elde toplanması, despot yaratmaktan başka bir sonuç doğuramazdı. Denge ve denetim kuralına dayalı bu düşünceler, bugün de demokratik rejimlerin temeli kabul ediliyor.

Egemenlik birdir kayıtsız şartsız ulusundur. Devlet kuruluşlarının en uygunu budur. Yalnız görevler şu yolla gördürülür Meclis yasa yapma yetkisini doğrudan kullanır. Meclis, yürütme yetkisini kendisinin seçtiği cumhurbaşkanı ve onun atayacağı bakanlar kurulu aracılığıyla kullanır. Meclis, hükümeti her zaman denetler ve düşürebilir. Yargı yetkisi, ulus adına, usulü ve yasası çerçeve­sinde bağımsız mahkemelerce kullanılır.

Adaletin üçayağı vardır. Bu üçayağın birincisi yargıç ikincisi savcı üçüncüsü avukattır. Adaletin bu üçayağından biri zedelenirse, adaleti ayakta tutmaya olanak yoktur. Bunun içindir ki hukuk devleti, yargı bağımsızlığına ve özgür barolara dayanır. Yargıç bağımsız değilse, savcı bağımsız değilse, avukat, her gün çeşitli baskılarla karşı karşıya ise bundan adalet duygusu zarar görür, dolayısıyla bütün toplum, bu zararın yükünü taşımak zorunda kalır. Orhan Tüleylioğlu

Yargının siyasal gücü elinde bulunduran yasama ve yürütme organı başta olmak üzere, tüm güç odakları karşısında bağımsız olması hukuk devletinin en temel kuralıdır. Bir ülkede yargı bağımsızlığı sağlanamıyorsa orada hukuk devletinden söz edilmez. Kayıtsız ve şartsız millete ait egemenliği onun adına kullanan yargının bağımlı olması, orada egemenliğin millette değil, çıkar çevreleri ve güç odaklarında olduğunu gösterir.

…demokrasinin evrensel nitelikli üç temel ötesi olduğunu söyleyebiliriz seçim özgürlük ve bağımsız yargı. (…) Özgürlük ve yargı güvencesi olmazsa, sadece seçim demokrasiyi değil olsa olsa çoğunluk diktasını yaratır. Özgürlüklerin içinde de, demokrasinin işlemesi açısından haber alma düşünce ve örgütlenme özgürlükleri ön sıraya gelir. Özgür haber alma ortamı yoksa insan özgür bir biçimde düşünemez. Düşünme özgürlüğü, öncelikle yönetenlerden farklı düşünebilme özgürlüğüdür. Yoksa yönetenler gibi düşünme özgürlüğü, Hitler ve Stalin yönetimlerinde bile vardı. Kendisine yöneltilen yanlı bir bilgilendirme, düşüncenin çerçevesini çizer ve düşünce özgürlüğünü ortadan kaldırır. Ahmet Taner Kışlalı

Devlet, hukuk devletinde sınırlı doğmuştur. Haklar ve özgürlükler devletin dahi giremeyeceği hukuk kalesiyle kuşatılmışlardır. Hukuk devletinde bu haklar ve özgürlükler, devletçe lütfedilmezler yalnızca tanınır ve güvence altına alınırlar. Devletin ve bireyin hukuku hiçe sayma hakları yoktur. Sınırlı doğan devlette ister işlemlerle ister kişilerle ilgili olsun, bu sınır uyuşmazlıklarını, bağımsız ve yansız yargı çözer. Çözüm, sokağın sıcak ve duygusal mantığına göre değil, hukukun soğukkanlı mantığına göredir. Sami Selçuk

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Hızlı yorum için giriş yapın.


Giriş Yap