Çerkez Ethem İsyanı Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Çerkez ethem isyanı Kurtuluş savaşında İngilizler gibi yabancu kuvvetlerle birlik olan guruplar arasında Çerkez Ethem de yer alıyordu. İsyanlar bununla da sınırlı değildi.

Çerkez Ethem İsyanı

çerkez ethem isyanı 1918 yılından itibaren yıllarca Anadolu toprakları çeşitli ülkeler tarafından işgale uğramıştır. Bu işgalleri bastırmak için Kuvayi Milliye adıyla millet orduları kurulmasına karar verildi. Eli silah tutan herkes topraklarını savunmak için gönüllü olarak irili ufaklı birlikler kurmaya başladı.

Mümkün mertebe tüm kuvvet ve birliklere cephane, giysi, silah yardımı yapıldı. Çerkez Ethem de düşmana karşı askeri birlik kuran subaylardan biriydi. İlk başta kahraman olan Ethem Bey, daha sonra Çerkez Ethem isyanı ile gündeme geldi. Acaba zamanla bir haine mi dönüşmüştü? En başından itibaren Çerkez Ethem Olayına göz atalım.

Çerkez Ethem Kimdir?

çerkez ethem isyanı

Çerkez ethem kimdir sorusu günümüzde birçok tartışmaya konu olmaktadır. Basit olarak; ailesi Kafkasya’nın Adigey bölgesindeki Pşav soyundan gelmektedir. Pşav Ailesi, 1800lü yılların sonunda Anadolu’ya göç etmiştir.

1896’da Ethem Bey, ailenin en küçük oğlu olarak Bandırma’da doğdu. Küçük Ethem, çocuk yaştan itibaren asker olmayı istiyordu. Subay olan ağabeylerine özenir, onların kitapları ile uyurdu. En büyük ağabeyi Balkan Harbinde, diğer ağabeyi 1. Dünya Savaşında şehit düşünce, babası Ethem’in asker olmasını yasaklamıştır.

Ailede tek sağ kalan oğulları, Ethem, Tevfik ve Reşit’tir. Babasının yasağı üzerine Ethem, bir gece yarısı evden kaçarak İstanbul’a gitmiş ve kendini 1914 yılında Bakırköy Süvari Zabit Mektebine kaydettirmiştir.  Okulu birincilikle bitirerek zabit vekili oldu. Bulgar cephesinde kumandan olarak savaştı ve yaralandı.

Bunun ardından Eşref Sencer Beyin yanında gerilla eğitimi aldı. Rauf Orbay ile İran cephesinde savaşır. Bu cephede de ağır yaralanır ve bu sefer istirahat için Bandırma’ya ailesinin yanına gönderilir.

Madalya verilir, kıdem zammı ödenir, resmi görevine son verilir. Çerkez Ethem’in hayatı, asker olmak için mücadele edilmiş bir ömürden ibarettir. Uzun süre cephelerden ayrılmayı kaldıramaz. Bazı kaynaklara göre bu dönemde Balıkesir’de eşkıyalık yapmaya başlar.

Başarılı Bir Asker Fakat Devlet Yönetecek Siyasi Beceriye Sahip Değil

çerkez ethem isyanı

Ethem Bey, Ege Bölgesinde Kütahya merkezli yüzlerce süvari ve piyade toplamak suretiyle kendi ordusunu 1918’lerde kurmaya başladı.

1920 yılında 250 süvarisi, bir dağ topçu takımı, makineli tüfekleri ve karargah erlerinden oluşan Kuvayı Seyyare birliğine sahipti. Amacı devlet yönetimini ele geçirmekti. Başarılı bir Osmanlı zabiti ve Milli mücadele yıllarında farklı isyanları bastıran yetenekli bir askerdi. Fakat devlet idaresini ele alacak siyasi bilgi ve beceriye sahip değildi.

1920’de İzmir Valisinin Oğlunu Kaçırıp 53.000 Lira Fidye İstedi

Çerkez Ethem, İzmir Valisi Rahmi Bey’in oğlu Alparslan’ı kaçırarak 53.000 Lira fidye istemiştir. Daha önce İzmir Valisini Yunanlılar kaçırmış ve tutsak etmişlerdi.

Valinin oğlunu kaçırarak İngilizlere göz dağı vermek istediğini düşünenler vardır. Bu fidye ile “Seyyar Kuvvetler” adlı ordusuna cephane, giysi ve er desteği sağladığı söylenmektedir.

Ancak ilginç biçimde Hasan Tahsin’in bu fidye parasının memleketin selameti için kullanılacağını belirttiği rivayet edilir. Bunun dışında meclis kararına karşı çıkarak halktan da para toplamıştır.

Tüm İsyanlara İngiliz Desteği

Osmanlının son döneminde ve Cumhuriyetin ilk dönemindeki Anadolu’da çıkan bütün isyanlarda İngilizlerin doğrudan veya dolaylı olarak desteği vardır.

Öncelikle Yunanlıları, Fransızları ve diğer milletleri kışkırtan İngilizler özellikle Ege, Antep, Maraş, Urfa, Çanakkale ve genel olarak Anadolu halkının topraklarını canları pahasına savunduklarına şahit olunca kaleyi içten fethetmeye karar verirler. Anadolu’yu bölmek, parçalamak ve idareyi ele geçirmek amacıyla İç ayaklanmaları desteklemeye başlarlar. Milli mücadelede ülkenin iki temel sorunu vardı.

1.     İşgalci Dış Kuvvetler

2.     İç Ayaklanmalar

İç Ayaklanmalar

1.     Dini – Cemaat Liderleri isyanları (Hart Olayı, Bozkır Ayaklanması, Hendek Ayaklanması vs.)

2.     Etnik kökenli isyanlar (Koçkiri vs.)

3.     Meclisi reddeden isyancı gruplar (Anzavur, Çapanoğulları vs.)

4.     Otorite mücadelesi isyanları (Çerkez Ethem İsyanı bu grupta yer alır.)

Çerkez Ethem ve Kuvayı Seyyare 1918li yıllarda ülke adına düşmanla savaşır konumdayken, 1920 yılında Ankara’daki hükümeti tanımayan bağımsız bir ordu gibi davranmaya başlar. Bazı valiler için idam kararı çıkartırlar, yönetimi ele geçirmek için propaganda yaparlar.

1921’de Gediz’i İşgal Etti

Çerkez Ethem, 1921 yılında 1000 kişilik ordusuyla Gediz’i işgal etmiştir. Halktan zorla para ve mal topluyor, düzenli ordu birliklerini yıpratıcı çalışmalarda bulunuyordu.

Topladığı paraları istediği gibi sarf ediyordu. İsyan bölgelerinde yargılamalarda merkeze danışmadan istediği gibi infazlarda bulunuyordu. Çerkez Ethem isyanı yaklaşık 2 yıl sürmüştür.

Her İsyancı Gibi Çerkez Ethem de Halkın Belli Bir Kesimi Tarafından Kahraman Bir Lider Olarak Kabul Ediliyordu.

Türkiye Büyük Millet Meclisi kurulana ve güçlenmeye başlayana kadar Çerkez Ethem halkın belli kesimleri tarafından kahraman olarak görülüyordu. Kendi komutasındaki askeri birliğe atlı askerler ve erler toplayarak günbegün güçleniyordu.  Ancak TBMM’de alınan bir karar ile gelişigüzel er toplamak yasaklandı.

Ülkede pek çok irili ufaklı ordu olmasının yerine bir tane düzenli ordunun kurulmasına karar verildi. Buna göre tüm birlikler tek bir düzene göre hareket edecekti. Çerkez Ethem, düzenli ordu kurulması fikrine karşı çıktı, çünkü Kuvayı Seyyare adını verdiği kendi ordusunu dağıtmak istemiyordu.

“ Türk Ordusunda Benim Kadar Yetenekli Bir Subay Bulunmamaktadır.”

Çerkez Ethem, pek çok cephede savaşmış yetenekli bir subaydır. Osmanlı’nın başarılı bir zabitiydi. Milli mücadele yıllarında da Anzavur isyanı gibi pek çok isyanı bastırmakta başarılı rol oynamıştır. Bundan dolayı başta Mustafa Kemal olmak üzere pek çok subay, vali ve bölge haklının takdirini toplamıştır.

Ancak bu ilgi ve övgülerden sonra kendini lider olarak görmeye başlamıştır. Ankara yönetimini tanımamaya, kararlarına itaatsizlik etmeye başlamıştır. Kendi savaştığı cephelerde ki kumandanların yetenekli olmadığını tüm valilere ve halka dedikodu olarak yaymaya başlamıştır.

Türk ordusunda kendisinin kadar yetenekli bir subay bulunmadığını savunmaktadır. Mecliste milletvekili olan 2 ağabeyi ile birlikte Ankara yönetimi ve devlet başkanının kendisi olması gerektiğini çeşitli propagandalarla halka empoze etmeye başlamıştır. Bu kadar başarılı bir asker olmasına karşın siyasi bir bilgi ve beceriye sahip olmadığından yönetime gelmesi uygun bulunmamıştır.

Esas amacımız Ankara yönetimini ele geçirmektir. Ancak hiç bir köyü yakmayınız, kendi halkımıza zarar vermeyiniz!

Mustafa Kemal Paşa yönetimine karşı çıkmıştır. Devletin başına geçmeyi hedeflemişti. Masum halka zarar vermeyip, başka isyancılara baskı uyguluyordu.

Yönetimi ele geçirmek için köyleri yakmadan ve halka zarar vermeden yapılacak her yolu denedi. Meclis Ethem ve ağabeyi Tevfik Beylere vatana ihanet suçundan teslim olmalarını istemiştir.

Önlerinde üç seçenek vardır, teslim olup tutuklanmak, dağa çıkıp özgürce yaşamak veya Yunanlılara sığınmak. Çerkez Ethem isyanı bastırılmış, kendisi merkezi ordu birliklerine daha fazla direnemeyip Yunanlılara sığınmıştır. 1948’de Ürdün’de vefat etmiştir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Hızlı yorum için giriş yapın.


Giriş Yap